2 Günlük Köy Hayatı

2 günlüğüne memleketime, köyümüze gittik. Kastamonu/Araç Tatlıca (Süzey) köyüne. Tatil için, dinlenmeye gittik ama babaannem sağ olsun bir dakika oturtmadı 🙂 Aman duymasın “ah oğlum önceden biz bahçeden, bağdan çıkamazdık. Yatardık bile oralarda.” der şimdi.

Köy hayatı dedim ya başlıkta gerçekten de köy hayatı. Ne kadar geç yatarsan yat sabahın sekizinde uyanıyorsun. Bahçeden toplanmış domatesle, biberle, köy halkının yaptığı tereyağıyla, balıyla bir kahvaltı yapıyorsun. Oturmak, gezmek tozmak istiyorsun ama nafile. Büyüklerinin gönlünü yapacaksın. (Dede – Babaanne) Bahçeyi suluyacaksın. Öyle hortumu çeşmeye takıp sulamak değil tabiki de. Evden 400m uzaklıkta ki bahçeye traktörün teknesiyle taşınmış koca bidonlarla aşlakları (elma-armut ağaçlarına) sulamak. Babaanneme sorsanız elma armut önemli değil onun için aşlak sulamak sevap 🙂 Tabi şimdi gülüyorum ama hatta yazımın başından beridir babaannemi çekiştiriyorum. Yanlış anlaşılmasın çok severim ben Babaannemi 🙂

Köyde mutlaka gidilecek iki yer var. Bakacak ve Mantarlık. Birer günlük arayla gittik oralarda. Köyün içinde yakın yani.
Bakacak, köyün manzarı olan mevkilerden bir tanesi. Çok ilginçtir ki her vakit aynı derecede rüzgar esiyor. Güneş batımına yakın gittiğinizde hem o eşsiz manzarayla birlikte güneş batımını izleyebilirsiniz hemde rüzgarın esintisiyle rahatlayabilirsiniz. Orada oturup arkanızı geriye yaslayacaksınız ve Şanlı Türk bayrağımızın dalgalanma sesiyle birlikte huzura kavuşacaksınız 🙂

bakacak01

Mantarlık. Çocukluğumuzun Ali Samiyen Stadı. Büyük bir yeşillik alan. 11’e 11 kadro kurulabilecek kadar büyük bir alan. Önceleri her gün öğleden sonra maç yapılırdı burada. Şimdi insanlar işlerini güçlerini aldıkları için vakitleri olmuyor. Neyse mantarlık köyün en yukarısında olduğu için oturduğunuz yerden köyü tam anlamıyla görebiliyorsunuz. Buranın manzarası da çok iyidir.

mantarlik

Mantarlığın bir başka özelliği de var aslında. Bir çok kişi burada öğrenmiştir araba kullanmasını. Bende dahil. Önceden her mantarlığa gittiğinizde mutlaka bir araba bağırma sesi duyardınız 🙂 (Yukarıdaki resimde o alanı göremiyorsunuz. Arka tarafında kalıyor. Maalesef elimde fotoğraf yok.)

Köy meydanı. Köyümüzün girişinde Atamız karşılıyor bizi Türk bayrağıyla. Hemen arkasında oturaklar var. İşte, en sakat yer burası. Köydeki adamların muhabbet için toplandıkları yer. İnsanların arkalarından laf edildiği yer yani.  Dedikodu yeri. Övünmüyorum kesinlikle ama Kastamonulular biraz kaba, küfürbaz ve komiktirler.  Yani meydanda mutlaka daha önce duymadığınız şeylerin konuşulacağından eminim 🙂

koymeydani

Burasıda bizim kaldığımız ev. Köşkümüz, dedemlerin evi 🙂

koyev

Köye geldiğimde en çok burayı seviyorum. Mangalını yakacaksın havuz başında oturacaksın böyle. Mısırını da közleyeceksin. Ardından çay. Temiz havada gece 2-3’e kadar oturacaksın böyle 🙂

koyev2

Resimlere bakıyorum da, böyle köy mu olur ya diyip iç çekiyorum. Benim anne tarafının da baba tarafınında köyleri haziranda sapsarı olur kurumaktan 😀

    Köyümüz güzeldir de bizler daha doğrusu köylülerimiz değerini bilmiyor. Yolunuz düşerse oralara bekleriz 🙂

Köyümüzde Erenler piknik alanı var. Çam ağaçlarının ortasında ve tepesinde. Suyu var ki, Erikli hazır suyundan daha kaliteli. Şebeke içme suyumuz bu üç alanımızda mevcut. Su hayattır. Bizim suyumuz ise, içine hayat vermekle kalmaz. Mutluluk ve haz verir.

    Ooo Baba 🙂 Beni takip ettiğini bilmiyordum. Yazılarımı ona göre dikkatli yazayım artık 😛 Ek bilgiler için teşekkürler.

Köy hayatı çok zevkli oluyor ya. Bundan sanırım 4 sene evvel bayram tatilinde gitmiştim de insanın dönesi gelmiyor geri şehir hayatına.

    Güzel oluyor gerçekten. Ama fazlası da can sıkıyor. Böyle 2-3 gün tadında bırakırsan tadından yenmiyor 🙂